Aramak istediğiniz kelimeyi yazınız

Vazgeçmek için Klavyenizden ESC ye basın veya çarpı işaretine tıklayın.

Sıkça Sorulan Sorular

Sizler için en çok merak edilen sık sorulan sorular için cevaplar hazırladık.

Antifriz ne zaman kullanılır?
Antifrizin özelliği su molekülleriyle birleşerek onların belli bir düzene girip donmasını önlemektir. Bütün otomobil ve ticari vasıtalar motorlarında donma, aşırı hararet ve korozyona karşı konsantre antifrizler belirli oranlarda su ile karıştırılarak kullanılmaktadır. Genellikle halk arasında sadece kış aylarında otomobillerimizin koruyucusu olarak bilinen antifriz aslında sadece kış mevsiminde değil yılın 12 ayı kullanılmalıdır. Üstelik yüksek çalışma sıcaklıklarına ulaşan günümüz motorlarında, özellikle yaz döneminde de antifriz kullanımı giderek önemini arttırmaktadır. Sıcak yaz aylarında karışımındaki antifriz oranının öngörülenden daha düşük olması durumunda ise motor soğutma sıvısının kaynama sıcaklığı da düşük olacağından motorun hararet yapma ihtimali yükselir.
Antifriz hangi oranda kullanılmalıdır?
Konsantre antifriz tek başına araçlarda kullanılmaz, zira konsantre antifrizlerin tek başlarına kullanılmaları durumunda donma sıcakları sadece -12°C derecedir. Bundan dolayı antifrizler belirli oranlarda su ile karıştırılarak kullanılmaktadır.
Hangi tip antifriz kullanılmalıdır (Organik /İnorganik)? Antifriz rengi önemli midir?
Araçlarda kullanılan antifrizin hangi tip olduğunu anlayabilmek kolay değildir. Bu noktada antifrizin rengi kesinlikle yardımcı olmamaktadır. Amerikan menşeli araçlarda genellikle yeşil veya turuncu, Avrupa ve Uzak doğu menşeli araçlarda mavi veya kırmızı,Japonya menşeli araçlarda ise genellikle kırmızı renkte antifriz bulunmaktadır. Ayrıca antifrizin su ile karışım miktarı da nihai karışımın rengini etkilemektedir. Bundan dolayı renk üzerinden yorum yapmak sağlıklı değildir. Burada şunu belirtmekte fayda var: Pembe renkli antifriz (B12) yeşil renkli antifrizlere göre ısıyı daha iyi taşırlar. Bir diğer farkı fosfat içermediği için yeni nesil alüminyum motor kapaklarını korozyon ile aşındırmaz ve de en güzeli sistemde hafif bir sızıntı olduğunda hava ile temas ederek o noktada kurur ve gözle tespit edilmesini sağlar. Speedol antifriz çeşitlerinin inorganik yapıda yeşil, organik yapılılarda kırmızı renkli ayrımı yapılmıştır.
Organik ve inorganik yapılı antifrizler arasındaki farklar nelerdir? Antifrizler ne sıklıkla değiştirilmelidir?
Organik asit teknolojisi (OAT) ile üretilen yapısında borat, nitrit ve silikat içermeyen doğada çözünebilir uzun ömürlü organik antifrizler inorganik yapıda olanlara kıyasla doğaya daha az zarar verirler ve özellikle yeni nesil araçlarda kullanılan alüminyum aksamlı radyatörler için organik yapılı antifrizler uygundur. İnorganik yapılı antifrizler yılda bir değiştirilmesi gerekirken uzun ömürlü organik antifrizlerde süre minimum iki yıldır.
Antifriz eklerken nelere dikkat edilmelidir?
Antifriz eklerken dikkat edilmesi gereken en önemli nokta üretici firmanın önerdiği antifrizin kullanılmasıdır. Bununla birlikte yeni antifriz eklenmeden evvel sistemden eski antifrizli karışımın tamamen boşaltılması, eski ve yeni antifriz katkılarının birbirine karışarak koruyucu etkilerinin ortadan kalkmaması için önemlidir. Organik ve inorganik antifrizlerin karışmaması da katık uyuşmazlığı yönünden önemli bir parametredir.
Antifrizde refraktometrik ölçüm nasıl yapılmalıdır?
Refraktometre Nedir? Antifrizde donmaya karşı koruma derecesini saptamada kullanılan hassas optik cihazlardır. Soğutucu olarak etilen glikol ya da propilen glikol bazlı soğutma sıvıları kullanan otomobil, kamyon, traktör, çekici gemiler gibi taşıtlarda ve endüstriyel soğutma kazanlarında donmaya karşı koruma performansını saptamak için kullanılır.
Yaz mevsiminde antifriz kullanmak hangi yönden önemlidir?
Motorun ısınmasının önlenmesi, yaz aylarındaki sıcaklıkta soğutma sistemindeki yalnızca suyun sirkülasyonu ile sağlanamaz çünkü motorda yanma olayı çok yüksek ısıları meydana getirir; yakıt motorun içinde yandıkça bir enerji açığa çıkar. Bu enerjinin bir kısmı hareket enerjisine bir kısmı ise ısı enerjisine dönüşür. Burada ortaya çıkan sıcaklık motorların 1600 °C kadar ısınmalarına sebep olabilir. Fakat bu yüksek sıcaklıklar motorların çalışması için elverişli değildirler. Aşırı ısınma sonucu motorun içindeki yağ tabakası işlevini yitirir ve görev yapamaz hale gelir. Bu da motor parçalarının hasar görmesi demektir. İşte bu yüzden motorların aşırı ısınmalarını önlemek için soğutma sistemleri geliştirilmiştir. Antifriz kullanımı kışın soğutma sistemini donmaya karşı koruduğu gibi yazın da sıcaklığın yüksek olduğu bölgelerde aracın su kaynatmasını, hararet yapmasını önlemede çok büyük önem taşır. Dünyada en uygun fiyatlı en iyi soğutucu sıvı olan su, maalesef en fazla da pas yapma ve sonrasında korozyon yapma problemine neden olabilir. Bu nedenle yazın soğutma sistemlerine sadece su eklenen araçların soğutma sistemlerinin metal aksamları pas ve korozyon tehlikesine maruz kalırlar. Sistemin, yaz-kış pas ve korozyona karşı korunması isteniliyorsa her zaman miktarı farklı olmak üzere antifriz ihtiva etmelidir. Çünkü antifriz sıvısı, donmaya karşı etkili özel bir hammadde ve pas ve korozyon önleyici katık sisteminin kombinasyonundan oluşur. Yazın eklenen antifriz miktarı kış aylarına oranla sistemi sadece pas ve korozyona karşı korusun ve suyun kaynamasını önlesin diye ortam sıcaklığına göre düşük seviyede tutulabilir. Soğutma sisteminde oluşan pas, ve korozyona neden olursa soğutma sisteminin incelmesi yada delinmesi ve soğutma sistemindeki sıvının fark edilmeden sistemdeki çatlaklardan ayrılması ve sonrasında ısının yükselmesiyle motor arızalarına neden olabileceğinden 4 mevsim soğutma sistemine antifriz eklenmelidir.
Otomobiliniz kışa hazır mı?
Havaların soğumasıyla birlikte yapılması gerekenlerin bir kaçını hatırlatalım: Öncelikle antifrizin donma derecesi ayarlanmalı, termostatın durumu kontrol edilmelidir, Motor soğutma suyu sisteminde kaçak olup olmadığı kontrol edilmeli, kalorifer sistemi gözden geçirilmelidir, Kışın kullanılacak lastiklerin diş derinliğinin de en az 4 mm olmalı, lastiklerin kontrolü ve hava ayarları yapılmalıdır, Akü kontrol edilmeli, far ayarları ve stop lambaları kontrol edilmelidir, Fren sistemi mutlaka bir uzmana kontrol ettirilmeli, hidrolik yağın ve balataların değişme zamanı geldiyse değiştirilmelidir, Silecekler ve su püskürtme sistemi gözden geçirilmeli, cam suyu antifrizi kullanılmalıdır, Araçta bulundurulması zorunlu olan araç ve gereçlere, patinaj zinciri ve çekme halatı eklenmelidir, Kullanılan yağların viskozitelerine (akıcılık özelliklerine) azami dikkat edilmelidir. Kışın ilk çalışma anında katılaşmış yağın motor içindeki dolaşımı akıcılığı yüksek olan yağ kadar iyi olmaz. Ayrıca kirli yağ motor içinde temiz yağ kadar kolay dolaşmaz.
Dizel Partikül Filtre nedir ve görevleri nelerdir?
Dizel Partikül Filtresi (DPF) , silisyum karbürden yapılmış (SİC) , soy metal ile kaplanmış, Hidrokarbonlar (HC) ile Karbon Monoksit (CO) emisyonlarını azaltmak için, havaya kurumun atılmasını en aza indirmek ve motor egzoz gazlarından partikülleri toplamak için tasarlanmış filtrasyon sistemidir. Dizel partikül filtrede, dizel motorların egzoz gazlarındaki kurumu ayrıştıran bir sistem mevcuttur. Dizel son işleme sistemi, hidrokarbonlar (HC), karbon monoksit (CO) gibi egzoz emisyonlarını ve partikülleri azaltmak için, emisyon düzenlemesini karşılamak için tasarlanmışlardır ve ön-katalitik konvertör (Precat) ve bir katalitik konvertörden (ana dizel oksidasyon katalizörü + kaplanmış dizel partikül filtresi) oluşmaktadır. Ana dizel oksidasyon katalizörü Kaplanmış dizel partikül filtresi Basınç boruları Ön-katalizör (Precat) Kurum partikülleri, kaplanmış dizel partikül filtresinin kanalları içinde birikir ve filtrenin tıkanmasını önlemek için düzenli aralıklarla yanarlar (“rejenerasyon”). Egzoz emisyonlarını daha da düşürmek için, katalitikten sonra DPF takılmaktadır. Egzozdan çıkan gazlardaki yakıt partikülleri bu filtrede toplanır. Bazı markalarda tek kullanımlık olan bu filtre değişir, bazı sistemlerde, filtre içindeki partiküller yakılarak dışarı atılır, yani filtre kendisini temizler. Bu temizliği yapması için, içinde hego benzeri bir sensör ve art yakıcı gibi bir enjektör bulunmaktadır. Filtrenin dolduğunu anlayan sensör, sürücüye, ekranda uyarı yazısı çıkararak, yanmanın başladığı mesajını verir. Bu mesajı gören sürücü 20-30 dak. süresince, rölantiye düşmeden ve biraz yüksek devirde seyir halinde olmalıdır, mesaj silinene kadar araç rölanti düşmemeli, stop etmemelidir. Önemli uyarılar: Egzoz parçaları, DPF rejenerasyonu esnasında yüksek sıcaklıklara çıkar. Bundan dolayı; • Yanabilir maddeler aracınız altındaki kızgın egzoz parçaları ile temasa geçebilir ve alevlenebilirler. Aracınızı kağıtlar, yapraklar ve kuru ot veya yanabilir diğer maddeler üzerine park etmeyiniz. • Aracınız bir garaja girer girmez kontak anahtarını KAPALI (OFF) konumuna getirin. • Egzoz kuyruk borusu dahil olmak üzere kızgın egzoz parçalarına yaklaşmayınız. Dikkat: DPF içindeki kurum tortusu birikmişse motorun performansı düşebilir.
Neden DPF’ li araçlar için özel motor yağı kullanılır?
Düşük kül, kükürt ve fosfor içeriği ile filtre içinde biriken partikül oranını azaltarak filtrenin ömrünü uzatır. Düşük hidrokarbon kirliliği ile çevreyi temiz tutar.
TBN katığı ve Sülfürik Asit etkisi nedir?
TBN – Total Base Number, Toplam Baz Numarasıdır ve yağ numunesinin içinde ne kadar aktif katık kaldığını gösterir. TBN katığını yanma sırasında açığa çıkan zararlı asitleri nötralize eder. Optimum TBN seviyesi, yağlarını normal kullanım süresinden daha fazla kullanmak isteyenler için, uygun performans kriterlerine uygun yağ seçiminde önemli bir paremetredir. Kullanılmış bir yağın TBN’i ile aynı yağın hiç kullanılmadan önce ki TBN’i kıyaslandığında, asitleri nötralize etmek için ne kadar katık kaldığı belirlenebilir. Sülfürik Asit Etkisi Bilindiği gibi yağın fonksiyonu, motoru yağlamak, temizlemek ve soğutmaktır. Performans katıkları bu fonksiyonları güçlendirmek için ilave edilir. Motorinin en önemli karakteristiği içindeki kükürt miktarıdır. Motorin içindeki kükürt miktarı, benzin ve gaz yağına nazaran fazladır. Yakıt içindeki kükürt, karbon gibi yanarak kükürt trioksit(SO3) oluşturacaktır. SO3 gazının su ile birleşerek meydana getireceği sülfürik asit ise çok şiddetli bir aşındırıcıdır. (SO3 + H2O – H2SO4-Sülfürik Asit) Bu gibi aşınmaları önlemek amacıyla yakıtlardan kükürdü temizleme işlemi vardır. Fakat çok maliyetli olduğundan motorin içinde normal olarak %1’e kadar kükürde izin verilmekte ve bunun kötü tesiri ise TBN katıkları içeren yağlarla giderilmektedir. TBN, yağda kalan baz miktarıdır. Genelde 4,0-14,0 aralığındadır ( yağın benzinli veya dizel motorlar için olmasına bağlı olarak değişir). TBN sayısı giderek düşecektir çünkü oluşan asidi nötralize etmek için baz kullanılacaktır. Yüksek TBN sonucu, yağın içinde çok miktarda aktif katık kaldığı anlamına gelir. Düşük test sonucu, çok az TBN katığı kaldığını gösterir, yaklaşık 2 civarındadır. Yüksek TBN değeri, kükürt oranı yüksek katıklarda motoru paslanmaya, korozyona ve aşınmalara karşı korur. Bilimsel şekilde ifade etmek gerekirse TBN testi, yağlar için yapılan iki “nötralizasyon sayısı” testlerinden biridir. ASTM -D-2896 test metoduna göre yapılır. Diğer test, TAN (Total Acid Number – Toplam Asit Numarası ) testi, ASTM-D-974 test metoduna göre belirlenir.TBN testi motor yağının toplam bazlığını ölçer; yani yanma işleminden veya diğer kaynaklardan oluşan asitlerin zararlı etkilerini gidermek için yağda ne kadar baz katığı olduğunu gösterir. Ancak , TBN bir yağın ne kadar süre kullanılmasını belirlemede dikkate alınacak tek faktör değildir. TBN ‘i ne kadar yüksek olursa olsun, eğer yağ içinde istenmeyen maddeler (deposits and sludge) ve aşındırıcılar birikmişse, yağın değiştirilmesini öneririz.
Madeni yağı ne zaman değiştirilmesi gerekir?
Motor yağının değiştirilmesi grafiğinde sadece TBN düşüşü değil aşınma birikimi de önemli bir parametredir. Araç üreticisinin bize önerdiği API ya da ACEA performansındaki motor yağı çeşidin servisimizin aracımıza yağ ekleyip, değiştirmesini takip etmeliyiz. Uygun performanstaki motor yağı çeşidi içerisindeki TBN değeri optimum şekilde ayarlanmıştır.
Yeni bir emülsiyon hazırlanırken nelere dikkat edilmelidir?
Emülsiyonu hazırlamadan önce emülsiyon tankının ve makine aksamının fiziksel ve biyolojik olarak temizlenmiş olmasından emin olunmalıdır. Temiz bir kapta, daima su üzerine yağ katılarak çalışılan sıvının %95'i su ve sadece %5'i Speedol ürünü olacak şekilde emülsiyon hazırlanmalıdır. Karıştırma işleminden önce su üzerine katılacak yağ karıştırılarak su üzerine yavaş yavaş devamlı karıştırılarak ekleme yapılmalıdır. Alternatif olarak konsantrasyon ve suyu otomatik olarak karıştıran mekanik bir cihaz da kullanılabilir.
Emülsiyon hazırlamada kullanılacak ideal su kalitesi nasıl olmalıdır?
Gerek yağ bazlı olanlar gerekse sentetik yapılı olanlar ortalama %5 konsantrasyonlarda kullanılır. Bunun anlamı 100 kg. bir emülsiyon/solüsyonda 5 kg metal işleme sıvısı ve 95 kg su var demektir. Bu nedenle kullanılan suyun özellikleri büyük önem taşımaktadır. Genelde suyun sertliğinin yaklaşık 20 Fransız Sertliği (CaCO₃ olarak) olması gerekmektedir. 10 Fransız Sertliği'den daha az su sertliği demek suyun yumuşak olması ve bu nedenle daha yüksek bir köpüklenme potansiyeli olması demektir. 30 Fransız Sertliği'den daha büyük su sertliği genelde iyi bir emülsiyon yapmanın giderek güçleştiği ve kesme yağının daha kısa bir ömre sahip olacağı anlamına gelmektedir. Genellikle sanayide bu tip uygulamalarda kullanılacak suyun iletkenliğinin az olmasına ve sertlik değerinin çok yüksek olmamasına dikkat edilmelidir.
Kesme yağının konsantrasyonunun kontrol edilmesi niçin çok önemlidir?
Konsantrasyonun kontrol edilmesi yağlama ve korozyon sorunlarının en aza indirilmesine yardım edecektir. Örneğin: Konsantrasyonun %5 olmasını önerdiğiniz takdirde konsantrasyonun kontrol edilmesi için bu değerin ±%1'i içinde olması gerekmektedir. Örnek, %5 konsantrasyonlu bir ürün çalışıyorken; Eğer konsantrasyon %4 ise, çalışan sıvının içindeki katkı maddelerinde %20 azalma var demektir. Eğer konsantrasyon %2,5 ise, çalışılan sıvının içinde %50 daha az ürün var demektir. Sonuç; Konsantrasyonda ki küçük bir değişiklik çalışma sıvısına büyük bir etki yapmaktadır. Dozajlama aparatıyla daha doğru konsantrasyonlarda emülsiyonlar hazırlanır.
Korozyonun ana nedenleri nelerdir?
Düşük konsantrasyon: %3'den daha az yağ oranının olması. Yüksek bakteri hareketi: ml'de 107'den daha büyük sayım olduğu durumlarda. Düşük pH: pH 8' den daha az olduğu durumlarda. Yetersiz su kalitesi: 600 ppm'den daha büyük toplam sertlik, 50-100 ppm'den daha büyük klor (Cl) oranı.
Emülsiyon sıvısında kokuşmaların nedeni nedir, nasıl önlenebilir?
Emüsiyonda kokuşmanın en önemli sebebi bakteri üremesidir. Bu durum yetersiz bakım ve kontrolün doğrudan sonucudur. Ayrıca sisteme karışan yabancı yağların tank üstünü kapatarak alt bölümde oksijensiz yaşayan anaerobik bakterilerin artması koku oluşumunu hızlandırmaktadır. Kesme yağlarının kokmasını önlemek için aşağıdaki işlemler yapılabilir; Sürekli biçimde konsantrasyonun kontrol edilmesi ve konsantrasyonu önerilen limitler içinde tutmak, pH değerini 8,5 üzerinde tutmak, Yüzey üzerini kaplayan yağı düzenli aralıklarla üst kısımdan sıyırarak almak- haftada en az bir kez Karteri çöp kutusu gibi kullanmadan, tankın içine bez, sigara vs. atmamak, Düzenli aralıklarla sistemi dezenfekte etmek, Makine çalışmadığı durumlarda emülsiyonu belli aralıklarla sirküle ederek havalandırılmasını sağlamak.
Metal tankın temizlenmesi, kesme sıvısının ilk kullanıma hazırlanması ve bakımı nasıl yapılmalıdır?
1. Sistem çalışıyor durumda ise; sistemde sirküle olan emülsiyon sıvısına %1 oranında (örn. 200 litrelik emülsiyon dolu tanka 2 litre şeklinde) Speedol Sistem Temizleyicisi eklenip en az 13 saat devamlı olarak sirküle olması sağlanır. 2. Sistem çalışmıyorken temizleme işlemi yapmak için sistemdeki kullanılmış tüm emülsiyonu ve diğer kirletici sızıntı yağları dışarı akıtınız, emülsiyon tankından tüm metal kırıntılarını ve pislikleri alınız. 3. Tank içerisine su doldurularak içine %0,3 oranında (örn. 200 litrelik su dolu tanka 600 ml şeklinde) Speedol Sistem Temizleyicisi eklenerek sistemin en az 2-3 saat çalıştırılarak karışımın sirküle olması sağlanır. 4. Sirküle işlemlerinden sonra tank tamamen temizlenir ve temiz, yeni hazırlanmış su emülsiyonlu kesme sıvısı tanka boşaltılır. 5. Sistem çalıştığı sürece her zaman yapılması gerektiği gibi konsantrasyonun refraktometreyle kontrolü, birikmiş yüzeydeki tabakanın üstten alınması gibi günlük yapılan rutin uygulamalara devam edilir.